22 Mart 2015 Pazar

Bir “Gün’e” rast gelmiştim bir yaz akşamında

Gün’e…
Bir “Gün’e” rast gelmiştim bir yaz akşamında, akşam üzeride olabilir. Vaktin Önemi yok Gün’e takılıp kaldım ben. Sizinde unutulmaz “Gün’leriniz” olmadı mı? Olmuştur, Olur bazen böyle zamanlar, olmaması imkansız. zira hepimiz insanız, istisnaları saymazsak! Yorgundum, beklemek yoruyor insanı. Üzgündüm, özlemek üzüyor insanı. Ölmüştüm, sevmek öldürüyor insanı. O “Gün’e” rast gelene kadar bitmişti belkide benim hikayem. son cümleleri kurup toparlıyordum yazdıklarımı, yazamadıklarımı. Bir gülüşe rast geldik ki efendiler sormayın gitsin. Evet evet sakın sormayın, sorarsanız uzun uzadıya bi sessizlik alır beni. O gülüş tarif edilmez ki! Hele gözleri… Elektrikler kesileli çok olmuştu yüreğimde, ağlamaktan kısa devre yapmıştı belliki ve karanlıkta yitip gitmişti yaşam umudum, ışığım. O gözlerinin içi varya bir kibrit çöpü misali kafa tuttu koyu karanlığa, dipsiz yanlızlığa… Tam aydınlığa kavuştum derken kibrit bitti, “Gün” gitti! Oysa O gözlerde ki ışığın kaynağı olmak bir masalda prens olmak gibi olurdu sanırım. Gülüşünün kaynağı olmak mı? Onuda sormayın, yine bi sessizlik alır bu yazıda benim kaldığım gibi ortada kalır. Hikaye giriş bölümde bitti, yitti, gitti… Müthiş bir gelişme kısmına sahip olabilirdi hikaye, sonu mu? Sonu hiç gelmezdi eminim. Ama işte o tarifsiz “Gün’ümün” tadı yürekte kalırcasına bitti, yitti, gitti…

0 yorum:

Yorum Gönder

Created By Sora Templates